“Cloud computing” kavramı bir kaç senedir gündemi çok yoğun olmasa da meşgul ediyor. Günümüzde bulut sağlayıcıları farklı ihtiyaçlar için farklı çözümler üretiyor. Bulut bilişimini kavram olmaktan çıkarıp, hayatımızın gerçeği haline getiren şirket bana göre Amazon’dur. Çünkü ancak Amazon sayesine bulut bilişimi irili ufaklı, ufku geniş tüm işletmelerin hizmetine sunulmuş oldu. Sırf bu yüzden, bugüne kadar daha çok Microsoft teknolojileri ile haşır-neşir olmuş olsam bile, Amazon’a sevgim ve saygım büyüktür. Demek ki inovasyonun gerçekleşmesi için ille de adSense gibi bir para musluğuna ihtiyaç yokmuş. Biraz cesaret, vizyon ve teknik anlamda yetkinlik yeterli imiş. Her neyse, ben aslında bu yazımda Microsoft’a serzenmek istiyorum. (“Ne?? Burak Microsoft’a mı serzeniyor? Ne içtiyse ondan istiyorum!” dediğinizi duyar gibiyim. :P) Konu şu : Microsoft, beta aşamasında Azure hizmetlerini güzel güzel kullandırdı, test ettirdi. Buraya kadar herşey güzel. Sonra bu hizmeti halka açık hale getirince, yazılım geliştiricileri, küçük girişimcileri unuttu. “Neden unutmasın?” diyebilirsiniz. Ben de derim ki, “google neden unutmuyorsa, o sebepten”. Kim ne derse desin, ekonomik gelişmenin ivmesi büyük oranda KOBİ lerden geliyor. Özellikle gelişmiş ülkelerde birkaç girişimcinin bir araya gelip kurdukları “garaj şirketleri”, gerek geliştirdikleri teknolojilerin fikri mülkiyeti, gerekse büyük organizmaların göremediği niş alanlarda kolay çözüm üretebilmeleri ile, kısa zamanda büyük değer üretebiliyorlar. Bu mikro-girişimlerin temel aşamada en büyük ihtiyaçları kaliteli teknolojik altyapıdır. Bu yüzden google bulut hizmetlerini belli bir kullanım kotası dahilinde ücretsiz sunuyor. Google’ın küçükken elinden tuttuğu bu girişimler, büyüdüğünde Google abilerine daha da sıkı sarılıyorlar. Aslında ortada bir kazan-kazan durumu söz konusu. Amazon da, bu durumu farketmiş olacak ki, benzer bir programı süre kısıtlaması ile hayata geçirdi. http://aws.amazon.com/free/ adresinde detaylarını inceleyebileceğiniz program ile, Amazon 1 seneliğine belirli bir kotayı ücretsiz sunuyor (geçerli bir kredi kartı gerekiyor, kota aşımlarını faturalandırmak için). Açıkçası koyduğu kotalar küçük bir girişimi idare edebilecek düzeyde. Gelelim Microsoft tarafına. Eğer ortada bir şirket yoksa, ne yazık ki aylık 25 saatlik komik bir compute instance ile çalışmak durumundasınız. (test ve denemelerinizi bilgisayarınızda yapabiliyorsunuz, ama konumuz bu değil). Ancak şirketleşmişseniz aylık 750 saatlik, yani bir compute instance ı durmaksınız 1 ay boyunca çalıştırabilmeye yeterli bir programa 16 ay üye olabiliyorsunuz. Bu programın adı BizSpark. Sadece Azure değil, birçok ürün ile ilgili ücretsiz kullanım hakları sağlıyor. Ama ancak şirketseniz yararlanabiliyorsunuz. Bu arada daha da kötüsü, Azure hizmetleri Türkiye’de henüz verilemiyor. Beta sürecinde ülke kısıtlaması yokken, sıra faturalandırmaya gelince, içinde Türkiye’nin olmadığı bir grup ülkede ancak kullanılabiliyor. Tek derdimiz bu mu? Ücretsiz kullanılabilecek Azure hesaplarımız olsa başımız göğe mi erecek? Belki hayır. Ama bu hesaplar yokken de, Microsoft’un başı göğe yine ermiyor. Çok severim Microsoft’u. Bu yüzden serzeniyorum zaten. Bu işe el atılması gerektiğini düşünüyorum. Sizce?